Kadıköy Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Kadıköy Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Kadıköy Mutlu Son-Masöz Bayan Esra Cadı, sözleşmesi gereği, kıtlığa neden olur, çocukları öldürür veya yer, doluyla ekinleri telef eder, haça tükürür, kutsanmış ekmeğe işerdi. Söz konusu sözleşme kabahatun en önemli yanıydı. Sözgelimi Saxon’un 1570’lerdeki yasası, herhangi birine fiilen zarar versin yada vermesin, şeytanla antak kalma yapan herkesin yakılarak öldürülmesini öngörüyordu. İskoç hukuku da aynı doğrultudaydı. 1604’te İngiltere, bilinen herhangi bir kurban olmasa bile kötü ruhlarla bildirişime geçmeyi suç sayarak yasayı tekrar düzenledi. Bu sözleşmelerin altında yatan mitoloji karmaşıktı fakat mevzumuz açısından ortak bir yanı vardı: Şeytanın sex talebi anlaşmanın bir parçasıydı.

Suçlanan cadıyı şeytanla -yada onun emri altındaki biriyle- sex icra ettiğinı kabul etmeye zorlamak, sözleşme yapıldığının yeterli kanıtı sayılıyor ve cadıyı ölüme göndermeye yetiyordu. 17. Yüzyılda yaşamış İtalyan papaz ve demonolog Francesco-Maria Guazzo, yolda acayip bir adam kılığına girmiş şeytanla karşılaşan on iki yaşındaki bir kızın hikayesini şöyle naklediyordu: “Kız bu adama yemin etmeye ikna edildi ve adam, kızın bağlılığının bir işareti olarak tırnağıyla kızın alnına bir işaret yaptı, sonrasında da annesinin gözü önünde kızla yattı.” anası, tecavüze uğrayan kızının görüntüsü karşısında dehşete düşmek yerine cinsel açıdan uyarmaldı ve adama “kızının yanında kendini ona teslim etmeyi teklif etti”. O andan itibaren hem kız bununla birlikte anası şeytanın kölesi oldu, diyordu papaz. Diğer zamanlarda gürbüz bir erkek hayvan kılığındaki şeytanın cadıdan anüsünü öpmesini yada onunla cinsel ilişkiye girmesini istediğinde sözleşmenin imzalandığı söyleniyordu.

Kadıköy Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Kadıköy Mutlu Son-Masöz Bayan Esra Senaryolar insanların gördüğü kabuslar kadar çeşitliydi. Alman şehri Bamberg’in belediye başkanı Johannes Junius’un vakasında sözleşme, hem insan aynı zamanda hayvan suretindeki bir yaratıkla cinsellik yapmayı içeriyordu. İşkence altındaki Junius “bahçıvan hanım” kendisine yaklaşırken bahçede bulunduğunu itiraf etmişti. Kadın onu “ayartıcı sözlerle iradesine teslim olmaya” ikna etmiş ve derhal ardından meleyen bir keçi kılığına girip Junius’a musallat olarak ruhunu teslim etmesini istemişti: “Şimdi kiminle o işi yapacağını görüyorsun. Ya benim olursun ya da boynunu kırarım.” Junius 1628’te tutuklandığı zaman Bamberg şehri, Junius’un karısı da dahil yüzlerce insanın mahkum edilip yakıldığı büyük çaplı bir cadılık dehşetinin pençesindeydi.

Junius, kelebek vida ve filistin askısı kullanılarak yapılan işkencelere karşın itirafta bulunmayı uzun süre reddetmişti. Daha sonra hapishanede “Beni sekiz kere [filistin askısında] yukarı çektiler ve yeniden düşürdüler, ” diye yazdı, “korkunç acılar çektim.” sonunda “acınası” bir çaresizlik içinde çözüldü ve bir keçi tarafınca ayartıldığını, daha sonra şeytan tarafınca vaftiz edildiğini ve çocuklarını öldürmesi için ondan komut almış olduğunı itiraf etti.